İstanbul'un kalbinde, tarihi Karagümrük sokaklarında sessizce büyüyen bir gölge vardı.
Bu gölge zamanla bir efsaneye, bir korkuya, bir güç gösterisine dönüştü...
Onlar, "Nuriş Kardeşler” olarak bilindiler.
Ve bugün, Türkiye'nin en bilinen organize suç örgütlerinden birinin perde arkasını anlatacağız.
1. BÖLÜM – Ailenin Kökleri ve İlk Adımlar
Her şey 1950'li yıllarda Erzurum'dan İstanbul'a göç eden Nurettin Ergin'le başladı.
Hırsızlık, yasadışı kasaplık ve... bir kaderi değiştirecek evlilik.
Orhan Üşenmez'in kız kardeşiyle evlenmesi, onu yeraltı dünyasına sürükleyecekti.
Nurettin Ergin'in oğlu Nuri, işte bu karanlık mirasın ortasında doğdu.
Ve kader ağlarını örmeye başladı...
Ağabeyi Orhan Üşenmez, eşi Nurettin Ergin tarafından öldürülen anne Sevil Ergin, çocuklarını yasadışı faaliyetlerden uzak tutmaya çabalar. Anne Sevil Ergin her ne kadar çocuklarını yasadışı faaliyetlerden uzak tutmaya çabalasa da çocuk yaştaki oğlu Nuri Ergin'in babasının kumarhanelerine gittiğini fark eder. Bu süreçte ağabey Nejat Ergin, kardeşi Nuri Ergin'in sorumluluğuna alır. Bu normalleşme sürecinde Nuri Ergin sırasıyla Hattat Rakın İlkokulu, Karagümrük Ortaokulu, Vatan Lisesi'ni bitirir. Sportif faaliyetlere merak saran ağabey Nejat Ergin, Nuri Ergin'i önce Galatasaray altyapısına gönderir. Nur Ergin buradan ayrılıp sonra abisinin önerisiyle Tekvando kursuna gider. Disiplin sorunu bulunan Nuri Ergin 1982'de 18 yaşında çok genç bir yaşta evlendirilir. Bu evlilikte 3 çocuk dünyaya gelir. 1987'de 23 yaşında askere gönderilen Nuri Ergin, askerliğini tamamlayamaz. Psikopatik, Sosyopatik Antisosyal Kişilik Bozukluğu raporu alan Nuri Ergin, askerliğini tamamlayamadan Karagümrük'e geri döner.
2. BÖLÜM – Karagümrük Çetesi'nin Doğuşu
1990'lar... Karagümrük'te iki kardeşin adı yavaş yavaş fısıldanmaya başlandı.
Nuri ve Vedat Ergin.
İşlettikleri birahaneler, kısa sürede çete merkezine dönüştü.
Patlayan bombalar, silahlı saldırılar, kanlı hesaplaşmalar...
Her saldırıyla birlikte Nuriş Kardeşler'in korkusu büyüyordu.
Ağabey Nejat Ergin, psikolojik rapor alarak Karagümrük'e dönen kardeşi Nuri Ergin'in durumundan daha da endişe duyar. Ticarete atılıp kardeşini yasadışı faaliyetlerden uzak tutmaya çabalar. 1987-1990 arası kardeşi için birahane açmaya karar verir. Nuri Ergin'in işletmesi için Karagümrük'te 2 tane birahane açarlar. Bu birahaneleri işletmeye başlayan Nuri Ergin, erişkin yaşa gelen kardeşi Vedat Ergin'i de yanına alır. Babaları Nurettin Ergin sayesinde Karagümrük'te namları olan Ergin'lerin bu birahaneleri büyük müşteri çeker. Kısa sürede büyük mali kazanç elde ederler.
Sportif faaliyetleri olan en büyük ağabey Nejat Ergin ise İstanbul'un köklü kulüplerinden biri olan Vefaspor'un kulüp başkanlığına kadar yükselir. 1990'da Vefaspor'un sezon açılışı kutlamalarına İbrahim Tatlıses çağrılır.
İbrahim Tatlıses'e temas edebilecek kadar büyüyen Ergin Kardeşler, İstanbul'da yeraltı dünyasında dikkat çekerler. 1990-1995 arası rakip birahaneciler tarafından birahaneleri bombalanır. Ardından anneleri Sevil Ergin evinin önünde rakipleri tarafında ağır darp edilir. Bu olay üzerine 1990-1995 arası hızlıca çeteleşme sürecine giden Ergin Kardeşlerin basına yansıyan ilk silahlı olayları 1995'te başladı.
Aralık 1995'te rakiplerine destek sağladığı gerekçesiyle dönemin Fatih Ülkü Ocakları Başkanı Sadık Çelikcan'a silahlı saldırı düzenlediler. Çelikcan kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Aynı saldırıda olayla alakasız 2 kişi de yaralandı.
1996'da yoğun saldırılarda bulundular. Saldırılar genellikle Karagümrük'te ve Fatih ilçesinin başka bölgelerinde yaşandı
1 Mart 1996'da Karagümrük'te bir Nalburiye dükkanına saldırırlar. 2 kişi ölür 1 kişi yaralanır.
7 Nisan 1996'da Karagümrük'te 2 kişiye saldırıp yaraladılar.
29 Mayıs 1996'da rakipleri olan Haluk İlgün'ün birahanesini bombaladılar.
11 Haziran 1996'da daha önce öldürdükleri Sadık Çelikcan'ın akrabalarına saldırdılar. 2 kişi yaralandı.
27 Temmuz 1996'da daha önce bombalı saldırı düzenledikleri Haluk İlgün'ü Avcılar'da saldırı düzenleyerek öldürdüler.
2 Eylül 1996'da kumarhaneciler kralı olarak bilinen Ömer Lütfü Topal'ın muhasebecisi Zihni Şen'i mezarlıkta öldürdüler. Ö. Lütfü Topal bu saldırıdan 2 ay önce Temmuz 1996'da Abdullah Çatlı ile ilintili bir silahlı saldırıda öldürülmüştü.
27 Nisan 1997'de 1976'da babaları Nurettin Ergin'i öldüren dayıları Orhan Üşenmez'i Eyüp'te öldürdüler.
3. BÖLÜM – Çöküşe Giden Yol ve Firar Hikayeleri
1996'da ilk kez tutuklandılar.
Ama bu son değildi…
Tuvalet penceresinden firar, hastane kaçışı, cezaevi aracından kaybolma…
Türkiye, Nuriş Kardeşler'in firarlarını konuşuyordu.
1996'da bir çatışma sonrası Nuriş Kardeşler tutuklandı. Baskında ele geçirilen Uzi tipi silah incelendiğinde bu silahın 12 Eylül Darbesi öncesi 8 cinayette kullanıldığı tespit edildi.
Tutukluluk sürecinde birkaç defa firar girişimi oldu. 1996'da Fatih adliyesindeki duruşmasında tuvalet penceresinden firar eder. Aynı gün Kadıköy'de bir evde kıstırılır. Bu evde 4. katın penceresinden atlarken başkomser Şentürk Demiral tarafından yaralı yakalanır.
Bu yaralanma sonrası Bahçelievler'de bir hastanede kalırken hastaneden firar eder. Bir süre bulunamayan Nuri Ergin Ayvalık'ta yine başkomser Şentürk Demiral tarafından yakalanır.
1998'de Çanakkale'den İstanbul'a duruşmaya götürülürken cezaevi aracı içinde firar eder. Daha sonra çıkan detaylara göre araçtan sorumlu astsubayın erlere emir vererek Nuriş Kardeşlerin kaçmasına yardımcı oldukları tespit edildi.[8] Firardan 4 ay sonra Kasım 1998'de tutuklandılar. O tarihten beri cezaevindedir.
Firar sürecinde de saldırılara devam ettiler 4 aylık bir boşlukta Fatih'te 6 farklı saldırıda bulundular. Bu saldırılarda 6 kişi yaralandı.
4. BÖLÜM – Cezaevinde de Bitmeyen Hesaplaşmalar
Cezaevinde olmak bile Nuriş'in kontrolünü durduramadı.
Mustafa Duyar cinayeti, Haluk Kırcı çatışmaları, isyanlar…
Ve en dikkat çeken düşmanlık: Alaattin Çakıcı ile yaşanan savaş.
2000'li yılların başında Alaattin Çakıcı ve Nuriş Kardeşler Kartal Cezaevi'nde tutuklulardı. Bu süreçte taraflar arasında olaylar yaşandı. İlk olay Karagümrük Çetesine mensup birisinin Alaattin Çakıcı'nın cezaevindeki bir tutuklu akrabasına saldırması ile başlar. Taraflar arasında gerginlik çıkar. Nuri Ergin'in, Alaattin Çakıcı'nın yakın adamı olan Erol Evcil'den 500 bin dolar haraç istemesi gerginliği tırmandırır. Bu olay üzerine Çakıcı ve Erginler arasında husumet başladı. Nuri Ergin ise olayı şöyle açıkladı "Evcil'den 350 bin, Çakıcı'dan 500 bin dolar haraç aldım. Onlar da insanlardan alıyordu. Benim aldığım para onlarınki gibi bankalara gitmedi. Benim aldığım ihtiyaç sahiplerine gitti."
2000'lerin başında Çakıcı ve Nuri Ergin arasında hakaretlere varan cezaevleri mektuplaşmaları başladı. Bu mektupların bazıları basına sızdırıldı Dışarıda da bir dizi ölümlü çatışma yaşandı. Haziran 2000'de Nuri Ergin'in kardeşi Zeynel Ergin, Çakıcı'nın adamları tarafından saldırıya uğradı. Zeynel Ergin yara almazken olay yerindeki köfteci hayatını kaybetti. Saldırıdan 5 saat sonra Karagümrük Çetesine mensup kişiler, Çakıcı'nın adamalarının bulunduğu restorana saldırdı. Bu saldırıda da olayla alakası olmayan restoran kahyası hayatını kaybetti. Olay büyüyünce Nuri Ergin Uşak Cezaevi'ne sürgün edildi.
Mart 2000'de taraftarları ve yönetiminde Karagümrük Çetesine mensup kişilerin olduğu Karagümrükspor'un lokaline Çakıcı'nın adamları tarafından saldırı düzenlendi. Saldırıda 15 kişi yaralandı. İddialara göre bir maçta Karagümrük taraftarları tribünlerde Alaattin Çakıcı'ya hakaretler etmesi üzerine Çakıcı saldırı girişiminde bulundu.
Bugün Nuri Ergin, Batman Beşiri Cezaevi'nde.
Ama ardında onlarca olay, binlerce söylenti ve hâlâ çözülemeyen sorular bıraktı.
Karagümrük Çetesi bir zamanlar sadece bir semtin değil, bir ülkenin gündemiydi.
Kurtlar Vadisi dizisinde yer alan Cerrahpaşalılar Çetesi liderlerinin Halit ve Metin kardeşlerin, Nuri Ergin ve Vedat Ergin'in lideri olduğu Karagümrük Çetesinden esinlendiği iddia edildi. Dizide kardeşler Polat Alemdar adlı kurgu karakter tarafından öldürülür. Dizide birisinin boğazı kesilir. Nuri Ergin bir mahkemede dizi yapımcılarını "Kurtlar Vadisi yapımcılarına söyleyin, en kısa sürede abi ve kardeşin kellesini alacağım.." diye tehdit etti. Dizinin senaristi Raci Şaşmaz ve Polat Alemdar karakterini canlandıran Necati Şaşmaz kardeştirler.
Yeraltı dünyası sadece kurşun ve kanla yazılmaz...
Bazen bir kardeşin koruma isteği, bazen bir çocuğun mirasıyla başlar.
Ama nasıl başlarsa başlasın… sonu hep karanlıktır.
Kaynak: Haber Merkezi